TT

Orhun Sevinç

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Genel Müdür olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Gıda fiyatlarının seyri fiyat istikrarını sağlamaya yönelik politikaların etkinliği açısından büyük önem arz ediyor. Hızlı nüfus artışı ve iklim değişiklikleri nedeniyle son yıllarda gıda fiyatlarında küresel çapta gözlenen yüksek oynaklık bu bağlantıyı ön plana çıkardı. Gıda ürünlerinin zaruri tüketimin temel unsuru olması gıda fiyatlarına ilişkin gelişmeleri kamuoyunun ve politika yapıcıların gündeminde tutmakta. Dolayısıyla gıda fiyatlarındaki aşırı hareketler hem tüketici refahını hem de merkez bankalarının fiyat istikrarını temin kapasitesini doğrudan etkileyen bir risk unsuru olarak değerlendirilmekte. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise gıda fiyatları hanehalkı tüketim harcamaları içindeki yüksek payından dolayı görece daha kritik bir konumda.

Türkiye’de gıda fiyatlarındaki aşırı oynaklığın, mevsimsel arz ve üretim-tüketim zincirlerindeki yapısal sorunlar gibi bileşenleri görece iyi biliniyor. Ancak ulusal denge fiyatın belirlenmesinde hem ürün arzı hem de fiyatlama davranışları üzerinde etkili olan dış ticaretin gıda fiyatlarında oynadığı role dair bilgi birikimi sınırlı. Gıda Komitesi çalışmaları kapsamında dış ticaret tedbirlerinin gıda fiyatlarındaki aşırı hareketleri dengelemek üzere kullanılabileceğinin gündeme gelmesi, konunun önemini artırmış ve önemli bir araştırma sorusu haline getirmiş durumda.

Dış ticaretin belirleyicisi olan uluslararası talep ve fiyatlar açık ekonomilerde yurtiçi dengeyi de etkilediğinden dış ticaretin fiyatlar üzerindeki etkisini ekonometrik olarak teşhis etmek zor. Bu ekonometrik güçlüğü aşmak için, fiyatların iktisadi temellerden bağımsız hareket etmesine neden olacak dışsal bir şoka ihtiyaç bulunmakta. Kasım 2015’te beklenmedik şekilde bozulan Türkiye-Rusya diplomatik ilişkileri sonucunda bazı gıda ürünlerinin Ocak 2016’dan itibaren Rusya’ya ihracının kısıtlanması dış ticaretin gıda fiyatları üzerindeki etkisini çalışmak bakımından ideal bir doğal deney oluşturdu. Rusya’ya gıda ürünleri ihracat hacmimizin yüksek olması, söz konusu yaptırımların gıda fiyatları üzerinde iktisadi temellerden bağımsız ve ekonomik olarak anlamlı olabilecek büyüklükte bir etkisinin olabileceğine işaret ediyor. Böylelikle dış ticaret politikaları ile gıda fiyatlarındaki aşırı hareketleri dengelemenin mümkün olup olmayacağına ilişkin bir analiz yapma fırsatı oluşmakta.

Çalışmamızda dış ticaret yaptırımlarının taze meyve-sebze (TMS) fiyatları üzerindeki etkisini analiz ediyoruz [Sevinç, Torun ve Tümen, 2016]. Fiyatlar üzerindeki etkiyi ekonometrik olarak teşhis etmekte kullanılan temel varsayım, yaptırımların dışsal ve etkilediği TMS çeşitleri bakımından rastgele olması ile yaptırımlardan etkilenen ve etkilenmeyen ürünlerin birbirine fiyat belirleyenleri ve tüketim bakımından oldukça yakın olması. Bazı ürünlerin ihracatının aniden kesilmesi, söz konusu ürünlerin dayanıksız tüketim ürünü olması nedeniyle yurtiçi arzda artış yoluyla doğrudan doğruya, yasakların ne zaman biteceğinin belirsiz olması nedeniyle de beklentiler kanalıyla dolaylı olarak fiyatları düşürebiliyor. Yaptırımlara konu olan ürünlere hızla yeni pazar bulunması ihtimali bu etkiyi sınırlandırma potansiyeli taşısa da, arz fazlası oluşan ürünlerin eksiksiz olarak başka ihracat pazarlarına kaydırılmış olması kısa vadede mümkün görünmemekte. Bu durum ihracat rakamlarından da gözlenebiliyor.

Grafik 1 TÜFE’ye dahil edilen TMS ürünleri için ihracatta Rusya’nın payının yakın dönemdeki seyrini yaptırıma konu olan ve olmayan ürünlerin ortalamalarını karşılaştırarak sunuyor. Buna göre Türkiye’den alımı durdurulan TMS ürünlerinde Rusya’nın payı yaptırıma konu olmayan ürünlere göre daha yüksek. Ayrıca, yaptırıma konu olan ürünlerin Rusya’ya olan ihracat payında yaptırımların yürürlüğe konduğu 2016 Ocak ayından itibaren keskin bir düşüş gözlenirken, diğer ürünler yakın dönem ortalamalarından belirgin olarak sapmamış.

Notlar: Seriler Rusya’ya ihracatı durdurulan ürünler ile yaptırımlardan etkilenmeyen ürünlerin Rusya’ya ihracat miktarlarının toplam ihracata oranlarını her grup ve ay için ortalama olarak göstermektedir. Kesikli çizgiler Ocak 2016 öncesi ortalamalardır. İhracat miktarları harmonize sistem sınıflandırmasından COICOP sınıflandırmasına yazarlar tarafından taşınmıştır.

Grafik 2’de mevsimsellikten ve ortak enflasyondan arındırılmış ve düzeltilmiş TMS fiyatlarının yaptırıma konu olan ve olmayan ürün gruplarına ilişkin yakın dönem seyri yer alıyor. Mevsimsel etkilerden ve TMS fiyatlarındaki ortak büyümeden arındırıldığında fiyatların eğilimi birbirinden istatistiksel olarak ayrıştırılamayacak şekilde sıfır etrafında salınıyor. Ocak 2016’dan itibaren ise iki fiyat serisi yaptırıma konu ürünlerin ortalama fiyatlarının hızlıca düşmesiyle birbirinden istatistiksel olarak anlamlı nitelikte ayrışmaya başlamış.

Yukarıda bahsi geçen etkileri hesaba katarak yaptığımız analiz sonucunda 2016 yılının ilk sekiz ayında Rusya tarafından ihracatı kısıtlanmayan ürünlerin fiyatlarında belirgin bir değişim olmazken, söz konusu yaptırımlardan etkilenen ürünlerin fiyatlarının ortalama 30-40 kuruş bandında düştüğü saptandı. Bu düşüş söz konusu ürünlerin ortalama fiyatlarının yaklaşık yüzde 12 ile 15’ine tekabül ediyor.

Diğer taraftan söz konusu dönemde yaptırıma konu olan TMS ürünlerinin Rusya ile ihracatında gözlenen düşüşün, bu ürünlerin Rusya dışındaki ülkelere ihracatındaki artışla bir miktar toparlanmasına rağmen, toplamda istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlenmekte. Bu ürünlerin toplam ihracatındaki göreli düşüşün kısa dönemde yurt içindeki arzı artırdığı, ancak bu artışın yıllık TMS üretiminin yüzde 1’ini bile bulmadığı düşünüldüğünde, tahmin edilen fiyat etkisinin belirginliği dikkat çekici.

Ekonomik yaptırımların fiyatlar üzerindeki etkisini belgelemenin yanında, bulgularımız dış ticaret kaynaklı şokların yalnızca dış fiyatlar üzerinden değil aynı zamanda arz kanalıyla da yurt içi fiyatları etkileyebildiğine işaret ediyor. Diğer taraftan da mevcut yapısal koşulların arzdaki görece küçük değişimleri fiyatlara abartılı olarak yansıtmasının aşağı yönlü de söz konusu olabileceğini düşündürtüyor. Sonuçlarımız dış ticaretin Türkiye’de gıda fiyatlarını etkileyen önemli bir kanal olduğu tezini desteklemekte ve dış ticarete ilişkin politikaların fiyat istikrarıyla doğrudan bağlantılı olabileceğini önermekte. Bununla birlikte, tarımsal üretimin stratejik önemi ve ülke ekonomisine katkısı gözönüne alındığında, gıda ürünlerine ilişkin arz/fiyat stabilizasyonuna yönelik dış ticaret tedbirlerinin temkinli ve ölçülü bir bakış açısıyla tasarlanması gerektiği düşünülmektedir.

Notlar: Seriler Ocak 2011 ile Ağustos 2016 arasında TMS fiyatlarının ay ve ürün etkileşimleri ile ikinci derece polinom zaman trendi regresyonundan artan değerlerin lokal polinom kullanılarak düzlenmiş halidir. Kesikli çizgiler aynı renkli serinin %95 güven bandının alt ve üst sınırlarını göstermektedir.

Kaynakça:

Sevinç, O., H. Torun ve S. Tümen (2016). “Trade Policies and Domestic Food Prices: Evidence from an Abrupt Trade Sanction,” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yayımlanmamış Çalışma.

 

 

 

 

 

 

 

 

Orhun Sevinç

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Genel Müdür olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.