TT

Numan Alanlı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Uzman olarak görev yapmaktadır.

Berrin Burcu Dügün

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Kıdemli Uzman olarak görev yapmaktadır.

Onur Koca

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Uzman olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), katılım bankalarının katılma hesaplarına uyguladığı kâr payı oranlarını ve finansman (krediler) [1] için uyguladığı kâr oranlarını "Faiz ve Kâr Payı İstatistikleri" adıyla 17 Nisan 2025 tarihinde ilk defa yayımlamaya başladı. Kâr payı istatistikleri; katılma hesapları için haftalık akım kâr payı oranları, krediler için ise haftalık akım kâr oranları ve aylık stok kâr oranları olmak üzere üç farklı veri setinden oluşuyor. Bu blog yazısında, söz konusu yeni seriler incelenerek ilgili bankacılık sektörü [2] istatistikleri ile karşılaştırmalı bir analiz sunuluyor.

Katılma Hesapları

Katılma hesapları, katılım bankalarına yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunu doğuran hesap türleridir.[3] Bu hesaplarda kâr ve zarara katılma esas alındığından, hesap sahibine önceden belirlenmiş bir getiri ödenmez ve anaparanın aynen geri ödeneceği garanti edilmez. Bu yönüyle katılma hesapları, geleneksel mevduat hesaplarından farklılaşır. Dolayısıyla; mevduat faiz istatistikleri ilgili haftada yeni açılan mevduatlara uygulanan faiz oranlarını gösterirken, haftalık akım kâr payı oranları ilgili hafta içinde kapanan hesaplarda gerçekleşen kâr payı oranlarını gösterir.

Grafik 1, Türk lirası (TL) cinsinden katılma hesaplarına uygulanan haftalık akım kâr payı oranları ile mevduat bankalarının TL vadeli mevduatlara uyguladığı haftalık akım faiz oranlarını birlikte gösteriyor. İki veri setinin çoğunlukla birbirine yakın seyrettiği, ancak faiz oranlarının yükseldiği dönemlerde kâr payı oranlarının faiz oranlarını gecikmeli takip ettiği görülüyor. Bu durum, piyasa koşullarındaki değişimlere bağlı olarak, ilgili hafta açılan yeni hesaplar ile daha önce açılmış olup, o hafta kapanan hesapların getirileri arasındaki farklılaşmadan kaynaklanıyor.

Aynı karşılaştırma, ABD doları ve Avro cinsinden açılan hesaplar için yapıldığında, ABD doları cinsi mevduat ve katılma hesapları için getiri oranlarının yakın seyrettiği, Avro cinsi hesaplarda ise kâr payı oranlarının faiz oranlarının üzerinde gerçekleştiği gözleniyor (Grafik 2 ve Grafik 3). 

Krediler

Kredi kâr oranı istatistikleri ise, akım ve stok olmak üzere iki ayrı veri seti olarak yayımlanmakta. Akım kâr oranları ilgili hafta içinde açılan yeni kredilere uygulanan oranları, stok kâr oranları ise ilgili tarihte açık bulunan tüm kredilere uygulanan oranları gösteriyor. Katılma hesaplarından farklı olarak, kredi kâr oranları kredinin açılış anında belirlendiğinden, kredi faiz oranlarıyla karşılaştırıldığında bir dönem uyumsuzluğu bulunmuyor.

Katılım bankalarının TL kredi kâr oranları ile bankacılık sektörünün TL kredi faiz oranları karşılaştırıldığında, ticari kredilerde her iki banka grubunun uyguladığı oranların benzer olduğu görülüyor (Grafik 4). Ancak tüketici kredilerinde, katılım bankalarının uyguladığı kâr oranlarının daha düşük olduğu ve bu farkın 2023 Ağustos ayından itibaren belirgin şekilde açıldığı gözleniyor (Grafik 5).

Benzer bir durum, stok kredi kâr oranları ve stok kredi faizleri için de geçerli. Vadesi dolmamış tüm kredileri kapsayan stok veriler incelendiğinde, ticari kredilerde iki banka grubunun uyguladığı oranlar birbirine yakın seyrederken, tüketici kredilerinde faiz oranlarının tarihsel olarak kâr oranlarından daha yüksek olduğu ve bu farkın 2023 ortasından itibaren arttığı görülüyor (Grafik 6 ve Grafik 7).

Konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinden oluşan tüketici kredi oranlarında gözlemlenen bu fark, katılım bankalarının işleyişinin geleneksel bankacılıktan ayrışmasıyla açıklanabilir. Mevzuat [4] gereği, katılım bankalarının mal veya hizmet alımı karşılığı olmaksızın doğrudan nakit finansman sağlaması mümkün değil. Bu nedenle, ihtiyaç kredileri kapsamında yalnızca hac/umre, eğitim ödemeleri ve dayanıklı tüketim malları gibi belirli alanlara yönelik olan ve doğrudan satıcıya ödeme yapılan finansman modelleri sunuluyor. Dolayısıyla, ihtiyaç kredilerinin tüketici kredileri içerisindeki payı katılım bankalarında diğer bankalara göre daha düşük (Grafik 8 ve Grafik 9). Bankacılık sektöründe ihtiyaç kredilerinin tüketici kredileri içindeki payı %74 iken, katılım bankalarında bu oran yalnızca %17 seviyesinde. Ayrıca, katılım bankalarında bu finansmanın yalnızca mal veya hizmet alımı karşılığı kullandırılması nedeniyle, katılım bankalarının satıcılarla yaptıkları anlaşmalar dolayısıyla ihtiyaç kredisi kâr payı oranları ihtiyaç kredisi faiz oranlarının altında seyrediyor.

Özetle, katılım bankaları ile geleneksel bankacılık arasındaki yapısal farklar, müşterilere sağlanan fon getirilerinin ve kredi maliyetlerinin iki banka türü arasında ayrışmasına neden oluyor. Özellikle mevduat ve katılma hesaplarında müşteriye sağlanan getirinin belirlenme zamanındaki farklılık, doğrudan bir karşılaştırmayı zorlaştırıyor. Bu durum, parasal sıkılık düzeyinin belirgin değişiklik gösterdiği dönemlerde daha görünür hale gelmekte. Kredi faizleri ile kâr payı oranlarının ticari kredilerde daha uyumlu hareket ettiği, tüketici kredilerinde ise iki banka grubu arasındaki ihtiyaç kredisi uygulama farklılığı nedeniyle ayrıştığı gözleniyor.

 

[1]  Banka kredileriyle karşılaştırmada kolaylık olması için finansman yerine kredi ifadesi kullanılacaktır.

[2]  Bu yazıda, bankacılık sektörü ile katılım bankaları dışında kalan mevduat ve kalkınma ve yatırım bankaları ifade edilmektedir.

[3]  5411 sayılı Bankacılık Kanunu.

[4] Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik.
 

Numan Alanlı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Uzman olarak görev yapmaktadır.

Berrin Burcu Dügün

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Kıdemli Uzman olarak görev yapmaktadır.

Onur Koca

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Uzman olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.