İhracat yapan firmaların üretim yaparken ne derece ithal girdi kullandıkları döviz kuru dalgalanmalarının ihracata ve genel ekonomiye olası etkilerinin doğru anlaşılması açısından önem taşıyor. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar Türkiye için ihracatın ithal girdi içeriğini genelde sektör bazında makro veri ile tahmin etmekte (Erduman vd. 2019; OECD, 2019; Özcan-Tok ve Sevinç 2019). Bu çalışmalar Türkiye'de ihracatta ithal girdi oranını %20 civarında hesaplıyor.
Yakın dönemde yaptığımız bir çalışmada ihracatta ithal girdi bağımlılığını mikro seviye verilerden yola çıkarak ölçmeye çalıştık. Bu çerçevede idari gümrük kayıtları ve firmalar arası alış-satış beyannamelerini kullanarak ihracatçı firmalar ve onların tedarikçilerinin ağını çıkardık. Bu bilgileri kullanarak dolaylı etkilerle birlikte ithal girdi oranı tahmin ettik.1 İhracatçıların tedarik ağları hesaba katıldığında mikro veri ile tahmin edilen ithal girdi oranı, makro veri ile tahmin edilen ithal girdi oranının iki kat fazlası gibi gözüküyor. Rakamsal olarak, ihracatçı firmaların, bu firmaların tedarikçilerinin ve bu firmaların tedarikçilerinin tedarikçilerinin üretim maliyetlerindeki ithal girdinin payı dikkate alındığında, ortalama olarak ihracatta ithal girdi bileşeninin yaklaşık %45 olduğu görülmekte.
Firma Düzeyinde ve Sektörel Düzeyde Yapılan Hesaplar Neden Farklılaşıyor?
Sektör bazında veri ile yapılan ithal girdi hesabı sektör seviyesindeki toplam ithalat ile satışı oranlamakla başlıyor. Sektörün ithalatı haricinde TÜİK tarafından 2002 ve 2012 yıllarında yayınlanan sektörler arası girdi-çıktı tabloları kullanılarak, tedarik zincirinden gelen ithal girdi oranı da hesaba katılıyor. İhracatta ithal girdi oranı için ise sektörlerin toplam ihracata katkı oranları kullanılarak ağırlıklandırılmış ithal girdi ortalaması kullanılıyor.
Sektör bazında toplulaştırılmış veri ile hesaplanan ithal girdi oranı sektördeki tüm firmaların homojen olduğu varsayımına dayandığından iki önemli eğilimi dikkate almıyor:
- İhracatçı firmaların aynı zamanda ithalatçı olma oranı yüksek,
- Daha büyük olan ve ihracatçıların tedarik zincirinde önemli yere sahip firmaların ithal girdi kullanma oranı yüksek.
İdari gümrük verisindeki firmaların ortalama özelliklerini gösteren Tablo 1 bu iki eğilimi ortaya koyuyor. Akgündüz ve Fendoğlu (2019) çalışmasında ise idari gümrük kayıtları ve firmalar arası alış ve satış beyannamelerini kullanarak söz konusu eğilimleri dikkate alabiliyoruz. Ayrıca, sadece iki yıl için (2002 ve 2012) ve sektörel seviyede olan girdi-çıktı tablosu yerine, her yıl ve her firma için girdi-çıktı hesaplamaları yapılabiliyor.
Mikro veri ile firma bazında ithal girdi oranını üç adımda tahmin ettik. Öncelikle firmanın gümrük verilerine göre o yıl gerçekleştirdiği ithalatı firma bilançosunda raporlanan satışların maliyetine oranladık. Bu hesap, Amiti et al. (2014) çalışmasında kullanılan firmanın ithal girdi oranını veriyor. İkinci adımda, firmaların beyan ettiği alış ve satış faturalarını kullanarak firmalar arası ticaret verisini derledik. Her firmanın tedarik zincirinde alış yaptığı firmaları belirleyerek tedarikçi firmaların ithal girdilerinin ortalamasını aldık. Bunu yaparken, her bir ihracatçı için her bir tedarikçiyi uygun şekilde ağırlıklandırdık. Sonrasında, ihracatçı bir firma için tedarik ağından aldığı mal/hizmetlerin o firmanın üretimi/ihracatında ne derece önemli olduğunu yansıtmak amacıyla, yukarıda elde ettiğimiz tedarikçilerin ağırlıklandırılmış ortalama ithal girdi oranını, ihracatçı firmanın tedarik maliyetinin toplam satışlarının maliyetine oranı ile çarptık. Grafik 1 bu adımları görsel olarak basitleştirilmiş bir şekilde özetliyor. Aynı yöntemi kullanarak tedarik zincirinde bir adım daha ilerledik ve kullandığımız toplulaştırılmış ihracatta ithal girdi oranına ulaşmış olduk. Özetle, tahmin ettiğimiz ithal girdi oranı ihracatçı firmanın, tedarikçilerinin ve tedarikçilerinin tedarikçilerinin ithal girdi oranlarını hesaba katarak oluşturuluyor.
Türkiye’de 2006-2016 arasında ihracat yapan firmaların %99’unun kendisi veya tedarikçileri vasıtasıyla ithal girdi kullandığı görülmekte. Yukarıda hesaplanan ve satışların maliyetine oranlanan ithal girdi oranı %22, tedarik zinciri hesaba katıldığında ise %45 civarında bulunmuştur. 2006-2016 ortalamalarının gösterildiği Grafik 2, Türkiye ihracatında ithal girdi payının bu dönem içerisinde istikrarlı bir seyir izlediğini gösteriyor. Global krizin yaşandığı 2008-2009 yıllarındaki düşüş ise ithal girdi kullanımının döngüsel olduğuna işaret etmekte.
İthal Girdi Bileşeni Firmaların İhracat Performansını Etkiliyor mu?
İhracatta ithal girdi payının döviz kurunun dalgalandığı dönemlerde önemli etkileri bulunmakta. Akgündüz ve Fendoğlu (2019) çalışmasında, aynı ürünü aynı yıl aynı ülkeye ihraç eden ihracatçılar arasındaki ithal girdi bağımlılığı farklarını kullanarak, doğrudan veya dolaylı olarak ithal girdi bağımlılığı yüksek olan ihracatçıların ihraç ürünlerinde kur değer kaybı sonrası rekabetçi fiyatlama yapabilip yapamadıklarını ekonometrik olarak inceledik. Sonuçlar, Türk lirasının değer kaybettiği dönemlerde doğrudan veya dolaylı olarak ithal girdi kullanımı yüksek olan firmaların rekabetçi fiyatlama yapamadığını, buna bağlı olarak kur değer kaybı sonrası beklenen ihracat artışının sınırlandığını göstermekte.
[1] Detaylar için bkz. Akgündüz ve Fendoğlu (2019)
Referanslar
Akgündüz, Y. E., ve Fendoğlu, S. (2019). Exports, Imported Inputs, and Domestic Supply Networks. TCMB Çalışma Tebliği 19/08.
Amiti, M., Itskhoki, O., ve Konings, J. (2014). Importers, exporters, and exchange rate disconnect. American Economic Review, 104(7), 1942-78.
Erduman, Y. Eren, O., ve Gül, S. (2019). Türkiye’de Üretim ve İhracatın İthal Girdi İçeriğinin Seyri: 2002-2017, TCMB Çalışma Tebliği 19/09.
OECD (2019) Import Content of Exports, Organization for Economic Cooperation and Development, Paris.
Özcan-Tok, E., ve Sevinç, O. (2019). Üretimin İthal Girdi Yoğunluğu: Girdi-Çıktı Analizi. TCMB Ekonomi Notu 2019-06.